Bir gün farklı yönlere giden iki ayağım olduğunu fark ettim, bu duruma şaşıracağıma her şeyi olağan karşıladım. Merakım ağır bastı. Bir ayağım dışarıya açılıyordu, kilometrelerce yol kat ediyordu; öbürü içimde kıpırdanıyor, ama hiç yol almıyordu. İç ayağım evimle bütünleşikti ve evimin sınırlarını sembollerle aşıyordu. Dış ayağım içe dışa bakmadan eşyalarla konuşuyordu. İşin en ilginç tarafı bu müthiş ayaklar sayesinde aynı anda, iki, üç, beş, bin yerde birden olabiliyordum. En nihayet bir emniyet halinde, haşince dış ayağım iç ayağıma, iç ayağım da dış ayağıma takılıp gitmişti. Üzülecek bir durum değil bu... Bin parçaya bölünmekten kendimi alamıyordum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder